Puglia

 

Bu seferki rotamız İtalya’nın güneyinin yeni parlayan yıldızı Puglia bölgesinin başkenti Bari’den başladı, Cuma  akşamı geç saatlerde vardığımız için çok bir şey anlamadık, ama geçirdiğimiz 4 gün içerisinde o bölgenin tamamını hızlı bir şekilde dolaştık. Neco ve benim dışımızdakiler daha önce bu bölgeye ait bir araştırma yapmadıkları için gittiğimiz yerlerin bazılarının pek akıllarında kaldığını zannetmiyorum.  O yüzden bu yazıyı okurken hem hatırlayacaklar,  hem de gezerken yaşadığımız çok güldüğümüz veya susarak sessizce oturduğumuz anları gülümseyerek keyifle anacaklarından eminim.

Bu bölgeye gideceklere tavsiyem kesinlikle araç kiralamasınlar ya da şoförlü araç kiralasınlar. Çünkü park yeri bulmak çok zor, ayrıca bulsalar da saati 2 Avro’dan başlıyor. Yasak yere park ettiğiniz de yüksek bir ceza geliyor. Trenle her yere gitmek mümkün.

Bari de Palace Hotel de kaldık, 4 yıldızlı, yeri çok merkezi, temiz ama eski bir otel. (https://www.palacehotelbari.com/) Mağazalar, kafelere, restoranlara, tren istasyonuna yakın bir otel o yüzden tercih edilebilir.

Otelden hemen çıkıp sola döndüğünüzde Bari’nin en önemli caddelerinden C.SO Vitt. Emanuele II caddesine çıkıyorsunuz. Bu caddeden yürüyerek sağ tarafa giderseniz Lungomare denilen deniz kıyısına gidebilir ya da Old Town dedikleri Swabian kalesi içindeki eski şehre girebilirsiniz. Eski şehir dar ve dolambaçlı sokaklardan, meydanlardan oluşuyor, aynı zamanda San Sabino Katedrali, San Nicola Bazilikası da burada yer alıyor. San Sabino katedralinin bir yanında Piaza Mercantile, diğer tarafında ise Piaza Dell’Odegitria meydanları yer alıyor. Restoranlar ve kafeler bu meydanların etrafını çevirmiş vaziyette. Ancak tüm ara sokaklarda küçük küçük pizza satan dükkanlar, sandviç hazırlayan şarküteriler, şekerli hamur kızartıp satan kadınlar görmeniz mümkün. Eski şehrin ön tarafında ise Lungomare Imperatore Augusto sahili yer alıyor.

Aziz Nicola, Antalya’da bulunan Patara topraklarında doğmuş Hristiyan bir din adamıdır. Aziz Nicola’nın kemikleri 1087 yılında yaşama veda ettiği Myra kentinden alınıp, İtalya’nın Bari kentine kaçırıldığı söyleniyor.. Kendisinin Bari kentinin koruyucusu olduğuna inanılmaktadır. Bu yüzden Aziz Nicola’nın kemiklerinin nakil günü olduğuna inanarak 7 ila 9 Mayıs arasını kutlama günü ilan etmişler. Bu yüzden 3 gün boyunca C.SO Vitt. Emanuele II caddesini trafiğe kapatarak kutlamalar yaptılar,  Lungomare Imp. Caddesinde akşamları yiyecek, içecek satanlar, fındık fıstık, hediyelik eşyalar satan tezgâhlar kuruluyor, festival çok neşeli geçiyor. Alışveriş seviyorsanız ana cadde C.SO Vitt.Emanuele’den deniz doğru giderken sağdaki trafiğe kapalı Via Sparano caddesine girebilirsiniz, dünyaca ünlü markaları, ya da İtalyan markalarını satan mağazaları gezebilirsiniz. Eğer gıda alışverişi peynir, şarküteri, makarna almak istiyorsanız da şarküterilere gitmeyin, oldukça pahalı, süpermarketlere gitmenizi tavsiye ederim. Bunlardan bir tanesi “Numeri Primi” ki bu biraz daha lüks (bizdeki Makro Market ayarında), “Super Merkati Dok” ise Migros ayarında. Bu arada marketler saat 21.00 e kadar açık.

Gelelim yemekler kısmına, herhalde uzun bir zaman makarna, pizza yemeyiz diye düşünüyorum. Bu bölgeye ait “Orrecchiette” dedikleri küçük bir kulak şeklindeki makarnaları meşhur. Focacia ekmekleri bu bölgede genellikle üzerinde domateslerle servis ediliyor. Makarnaları balkabağı püresi, ısırgan otu gibi değişik şekilde sunuyorlar. Bari’de yemek yiyebileceğiniz tavsiye edeceğimiz yerler arasında Osteria Villari (et,balık, makarna), Terranima (küçük lokal İtalyan restoranı), La Locanda di Federico ‘yu deneyebilirsiniz. Yerel sofra şarapları oldukça lezzetli.

Bari’den güneye doğru kıyı şeridini ya da paralel yollardan yeşilliklerin içerisinden ilerleyerek sahil şeridinde yer alan kasabaları gezebilirsiniz. Eğer yanınızda rehber yoksa elinizdeki tablet veya telefonda kullandığınız haritalar sayesinde bazen aynı kavşaktan birkaç kez dönmeniz mümkün. Ama yine de gideceğiniz noktaya ulaştığınızda göreceğiniz güzellikler karşısında her şeyi unutabilirsiniz.  İkinci gün planladığımız yere Polignano A Mare’ye giderken yolumuzun üzerindeki sahil kasabalarından Torte Mare, Mola di Bari’yi hızlıca bir dolaştık. Bu kasabalar daha çok yazlık evler olduğu için çok tenhaydı.  Polignano A Mare  kayaların üzerine yapılmış, birbirine bitişik binalar, balkonlarında renkli çiçekler, hediyelik eşya satan şık dükkânlarla çevrili meydanları ile beni büyüledi.  Biz Piazza V.Emanuele de oturup “Trattoria Neuro”’da yemek yedik. Aslında niyetimiz Pescaria’da karton kutularda sunulan midye, karides yemekti ancak biraz uzak diye gitmedik. Ama bizim yediğimiz yerde yemekler ve sunum çok güzeldi. Bu güzel kasaba da ayrıca ne yapılır diyorsanız benim tavsiyem biz yapamadık (J) ama mutlaka bot’la mağaraları görüp, çekçek ile kasabanın tüm sokaklarını gezin.

Pazar günü ise bizim Kapadokya’yı andıran Alberobello’ya gittik, Puglia'nın en popüler ve ilgi çekici bölgelerinden biri olan Valle d'Itria'ya yer alan Alberobello;  UNESCO’nun dünya mirası listesinde yer alıyor. Bu yüzden oldukça fazla turist var. Bu bölge trulli konik çatıları, üzüm bağları, zeytin ağaçları,  inişli çıkışlı kırsalı, zeytinyağı, beyaz şarabı ve jambonları ile ünlü.

Bu çok özel binaların tarihi, on beşinci yüzyılda her yeni kentsel yerleşimin haracına tabi olan Napoli Krallığı'nın bir fermanıyla bağlantılıymış. Sonra sadece taş kullanmak zorunda çiftçiler taşları, en basit ve sağlam yapılandırmanın çevreleri örtüşen oluşan bir kendi kendini taşıyan kubbe çatılı yuvarlak şekil bulmuşlar. Trulli'nin kubbeli çatısı, şekli sembolik, mistik ve dini unsurlardan esinlenen dekoratif pinnacles ile süslenmiş. Ülkenin en büyük trullo Trullo Sovrano imiş. Burada yemek için mutlaka rezervasyon yapılmalı, çok turist olduğu için yer bulmak çok kolay değil. Burada yemek yenecek yerler arasında   “La Cantina”, Trullo D’oro, Trullo Garden var.

 Buradan sonraki durağımız Ostuni,  Beyaz Kasaba, tarihi merkezinin karakteristik beyaz badanalı evleri sayesinde, sakinlerin hala devam ettirdiği bir gelenek sayesinde gerçekten büyüleyici. On beşinci yüzyılın Romanesk-Gotik Katedrali, orta şehrin hâkimiyetindeymiş.

Cisternino kasapları ile ünlü bir kasaba, ancak burada yolu bulamadığımızdan Martina Franca’ya gittik. Puglia'nın alçak tepelerinde Saracen saldırılarından kaçan kıyı sakinleri tarafından kurulmuş. Burası da beyaz badanalı evler, Barok stilini yansıtıyor, daracık sokaklar, meydanlardan oluşmuş.

Yola çıkmış ve güneye inmişken Brindisi’yi görmeden olmazdı. Denizaşırı ülkelerden önemli turist ve ticari bağlantılar kaydeden bir liman şehri. Eski zamanlardan beri Porta d'Oriente olarak bilinen Roma askerleri için önemli bir liman haline gelmiş. Pazar günü olduğu için bir çok yer kapalıydı, ama ana caddesinde antika pazarı vardı, en azından bu pazara bir göz atıp çıktık. Tekrar Bari’ye dönüş yaptık.

 Tatilimiz boyunca Bari ve çevresin hava güzeldi, tam mevsiminde gitmişiz. Pazartesi günü kahvaltımızı yaptıktan sonra ilk durağımız Altamura oldu. Bu kasabaya “Puglia’nın dişi Aslanı” diyorlarmış,aynı zamanda isyankar, gururlu bir şehir olarak tanımlıyorlar. Biz ise Altamura ekmeğinden bu şehri biliyoruz. Altamura’da insan varlığı çok eskiye dayanıyormuş.

Örneğin, 1993 yılında Lamalunga mağarasında bulunan Altamura Adamı'nın kalıntıları, yaklaşık 150.000 yıl önce yaşamış bir Neandertal'e ve birçoğu toprak arkeolojik kazılarında ele geçirilen çok sayıda buluntuya aitmiş. Şehre bir kemer altından giriyorsunuz, San Dominoco Klisesi ve manastırı var. Tabi ki buraya gelmişken Altamura ekmeği almamak olmaz. Hemen bir fırın araştırdık, ara sokaklardan birinde gerçek eski fırınlardan bulduk,Altamura ekmeği Dop, Bari ilindeki Murgia Altamura bölgesinden gelen geleneksel bir Apulian ekmeğiymiş. Odun fırınında pişiriyorlarmış,bu ekmeği, 5 adımda yapıyorlarmış ve bu da İtalya'da benzersiz bir özellikmiş. Bunlar "yoğurma", "şekillendirme", "mayalama", "şekillendirme" ve "odun fırınında pişirme"miş.

Malzemeler ise öğütülmüş irmik ve Alta Murgia'ya ait 'dürüm buğdayı' dedikleri undan yapılıyormuş. Doğal maya, ılık su ve deniz tuzu ile karıştırıp, hamuru pamuklu bir bez altında 2-3 saat bekletip daha sonra bir saat daha kabarmasını bekliyorlarmış.

 Sonraki durağımız ise Matera, Gravina'nın vadisini kesmesiyle ortaya çıkan tüf kireçtaşındaki doğal mağaralar,üstlerine yapılar inşa etmişler. Mağara konutlarının içinde büyük aileler, hayvanlarının yanı sıra, 1950'lerde bile elektriksiz, akan su veya kanalizasyon olmadan yaşamışlar.Arada uzun bir vadi göz kamaştırıyor. dar sokaklar ve merdivenler her yöne ve caddelere açılıyor. 1993 yılında UNESCO Dünya Mirası Sit Alanı ilan edildikten sonra turist almaya başlamış.  2 tane kilise gördük, Bizans  İmparatorluğu döneminde zulümden kaçan Fetih rahipleri tarafından kazılarak yapılmış. Yemek yemek isterseniz Le Botteghe de yiyebilirsiniz.

 Salı günü bizim son günümüz olduğundan arkadaşlarımızla Lecce’ye gittik, yaklaşık 2 saat sürüyor, hızlı tren ile giderseniz 1 saat, 20 dakika sürüyor. Lecce iki denizin Adriyatik ve İyon Denizi arasında uzanan genellikle Salento yani İtalya'nın topuğu olarak tanımlanıyor,  güzel bir eyaleti. Binalar da Barok hâkimiyeti var.  Aslında İtalya’nın her şehri, kasabası birbirine benziyor, dar sokaklar, çiçekler içerisinde balkonlar, güleç yüzlü insanlar. Lecce’yi biz gezemedik, çünkü vardığımız da öğlen olmuştu, Ayhan Sicimoğlu’nun bahsettiği bir restorana gittik,”La Vecchia Hosteria” , bir kısmımız balık ve deniz ürünlerini tercih ettik, diğerler makarna tercih etti. Kulakçık makarnası burada da vardı. Yemek sonrası şiddetli bir yağmur başlayınca tren ile Bari’ye dönüşümüz erkene aldık, tabi aklım Lecce’de kaldı.

 Puglia'nın, doğa rezervleri, dramatik mağaralar, ortaçağ mahalleleri ve yüzlerce kilometre uzunluğundaki sahil şeridi insanı cezbediyor. Aklımda kalanlar jambonlar, Scarmoza, Buratto peynirleri, pizzalar, makarnalar muhteşemdi. Bu arada İtalya dünyanın en büyük şarap üreticisi, Puglia ise diğer İtalyan bölgelerinden daha fazla üreterek, toplam pazarın yaklaşık% 17'sini alıyormuş. En yaygın olarak yetiştirilen üzüm çeşidi Negroamaro (kelimenin tam anlamıyla 'siyah acı').

 Bir seyahatin daha sonuna geldik, yeni yerleri keşfetmek üzere hoşcakalın,

 

 

 



Diğer Geziler

Ziyaretçi Yorumları

Yorum Yap