2009 yılının Şubat ayında Barcelona’da GSM fuarına gezmek için gitmiştik, 4 günlük fuar gezimizi eşimin de gelmesi ile biz hafta sonuna uzatmıştık. Bu yazıyı da o zaman hazırlamıştım, ancak nedense bir türlü yayınlamamıştım. Şimdi tekrar gidince hatırlatayım istedim. Bence Barselona, Roma’dan sonra Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri. Şubat ayı olmasına rağmen hava soğuk olsa da güneşliydi.
Şehrin merkezindeki NH Collection Hotelde kalmıştık. Fuar zamanı olduğu için oteller oldukça pahalı idi, ancak kaldığımız otel Barselona’nın Catalunya merkezine çok yakındı. Her yere yürüyerek gitmek mümkündü.
Barselona Katalan Özerk bölgesinin başkenti, Katalanca ve İspanyolca konuşuluyor. Nereye baksanız Gaudi’nin eserlerini görüyorsunuz. Art Nouveau akımının öncüsü olan Gaudi görkemli mimari eserleri ile şehre imzasını atmış. Özellikle eserlerini geceleri çok güzel ışıklandırmışlardı.
Catalunya Meydanı heykelleri ve ihtişamlı parkının yanı sıra alışveriş merkezini de oluşturuyor, yürümekten yorulduysanız Cafe Zurih’de oturup bir kahve içerek etrafı izleyebilirsiniz. Alışveriş yapmak istiyorsanız da bu meydanda ki en büyük alışveriş Merkezi olan “El Corte İngles” de her şeyi bulabilirsiniz.
Gezilecek yerler arasında Bitmeyen Klise Sagrada Familia, Casa Batllo, Barri Gotic, Barselona Katedrali, Picasso Müzesi, Aquarium Barselona, Tibidabo, Palau Musica Catalana ve Hospital de Sant Pau da Barselona bulunuyor. Büyük tur otobüsleri ile şehri 3 saatte gezerseniz daha çok yer görmüş olursunuz.
La Ramblas’dan aşağıya Limana inerken sağ taraftaki Mercat La Boqueria pazarına girmezseniz, Barcelona’yı gördüm demeyin. Burada gün her saatinde yiyecek bir şeyler bulursunuz. “Jamon Serano” dedikleri İber adasında özgü yaban domuzu butlarından kesilmiş jambonların şahı diye nitelendirdikleri pastırmaları, sucukları, deniz ürünlerinin hem canlısı hem pişmişi, meyvelerin çeşitliliği içerisinde dolaşıp tatmak başka bir zevk. Bana eski Beyoğlu Balık Pazarını hatırlattı, maalesef biz kıymet bilemiyoruz.
Yürümeyi seviyorsanız, La Ramblas’nın sonuna kadar denize doğru inin, sahil boyunca plajlar, her mevsim sörf yapanlara rastlamanız mümkün. Yelken biçimdeki deniz kenarındaki W otelin terasına çıkmayı unutmayın.
La Ramblas Barcelona’nın en önemli ve en renkli caddesi, ressamlar, kafeler, müzisyenler arasında yürürken son derece keyif alıyorsunuz. Sağlı sollu ara sokaklara mutlaka girilmeli, hiç beklemediğiniz bir sokağa girdiğinizde bir anda kendinizi etrafında palmiye ağaçları ve kafelerle çevrili bir meydan da buluyorsunuz. Buranın “Placia Reial” olduğunu öğrendik, Ara sokaklarda ilerlemeye devam ederken bir yanda katalan mutfağına özgü restoranlar, barlar, hediyelik eşyacılar, bisküvi satan pasta hanelerden gözünüzü alamıyorsunuz. Bu sokaklarda akşam dolaşırken önünde kuyruk olan bir dükkan görüyorum,” Xurreria” 1968 den beri faaliyette, İspanyolların meşhur hamur tatlısı Xurros’u bir yanda pişirip, bir yandan satıyorlar. Ayrıca yine şekil olarak bizim tulumba tatlısına benzer bir Xurros var, için sarı krema koymuşlar onunda tadı inanılmaz.
Bu bölge de akşam dolaşıyorsanız mutlaka 1835'te kurulmuş ve en tipik Gotik Mahalle'de Bofarull ailesi Can Bofarull adıyla kentin en karizmatik restoranlarından olan Les Caracolles de yemek yemenizi tavsiye ederim. Özellikle “ Paella Los Caracoles”, Katalan usulü tavuk, kroket gibi bir çok değişik alternatiflerin en iyisini yiyeceğinizi söyleyebilirim.
Yine güzel bir deniz ürünleri yemek istiyorsanız Botafumeiro ‘yu tavsiye ederim, çok lezzetli ama bana göre fiyat olarak oldukça yüksek.
Biz bir akşam Cıudad Condal diye bir Tapas Bar’a gitmiştik, muhteşem mezeler yemiştik. Buraya mutlaka gitmelisiniz. Çeşit çeşit mezeler, minik kızartılmış yeşil biberler ve Sangria içmeye doyamazsınız. Ama ingilizce mönü den anlayan biri ile gidin, ya da barda oturun orada görerek sipariş verin. Katalan mutfağını tanımak için önemli bir yer.
Tapas barları seviyorsanız o zaman mutlaka Cal Pep’e de gidin, ancak tapas barlarda yemek yemek için sırada beklemeyi göze alın.
Bir daha ki sefere İspanya’nın diğer şehirlerinde görüşmek üzere sevgiyle kalın.